Merkez Bankası'ndan Faiz Artışı ve Ekonomik Gelişmeler
Merkez Bankası, haftalık borç verme uygulamasına dönerek politika faizini artırdı. Bu karar, piyasalarda sürpriz olarak değerlendirildi ve enflasyonla mücadelede önemli bir adım olarak nitelendirildi.
Faiz Artışı ve Normalleşme Adımları
Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz artırımı kararı alarak, haftalık borç verme uygulamasına yeniden döndü. Açıklamada, “20 Mart 2025 tarihinde ara verilen bir hafta vadeli repo ihalelerine tekrar başlanmasına karar verilmiştir” denildi. Bu adım, fiyat ve finansal istikrar hedefleri doğrultusunda likidite koşullarının izlenmeye devam edeceğini gösteriyor.
Alınan 350 baz puanlık artırım kararı, piyasa çevreleri tarafından ‘sürpriz’ olarak değerlendirildi. Ancak, enflasyonla mücadele açısından bu kararın ‘doğru’ bir adım olduğu ifade edildi. Merkez Bankası, 13 ay aradan sonra faiz artırımı yaparak, yatırım maliyetlerinin süreceği anlamına gelen bir durum oluşturdu.
Enflasyon ve Para Politikası
Merkez Bankası'nın açıklamalarında, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiği belirtildi. “Maliye politikasının artan eşgüdümü de bu sürece önemli katkı sağlayacaktır” ifadesi dikkat çekti. Sıkı para politikası duruşunun, yurt içi talepte dengelenme ve Türk lirasında reel değerlenme sağladığı vurgulandı.
Kurul, politika faizine ilişkin atılacak adımları enflasyon görünümü odaklı bir yaklaşımla belirleyeceğini açıkladı. Enflasyonda belirgin bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikasının sıkılaştırılacağı ifade edildi. Bu durum, piyasalarda belirsizlik oluşturan bir ortam yaratıyor.
Döviz Rezervleri ve Yabancı Yatırımcılar
Yabancı yatırımcılar, 11 Nisan haftasında 3,1 milyar dolarlık net satış gerçekleştirdi. Bu satışlar, piyasa fiyatı ve kur hareketlerinden arındırılmış verilerle kaydedildi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) verilerine göre, DİBS (Kesin Alım) net satımları 2 milyar 804,5 milyon dolar oldu.
Yurt dışında yerleşik kişilerin hisse senedi stokları piyasa değeri 39 milyar 661,7 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu durum, yabancı yatırımcıların Türkiye piyasalarındaki güveninin azaldığını gösteriyor. Rezervlerin 150 milyar doların altına inmesi, döviz piyasasında belirsizlik yaratıyor.
Ekonomistlerin Yorumları
QNB Başekonomisti Hasan Erkin Işık, Merkez Bankası'nın kısa vadede dövizde dengeyi sağlamayı hedeflediğini belirtti. Eğer döviz piyasasında alım yönlü bir pozisyona geçilirse, bankalararası faizin %46 seviyesinde tutulabileceğini ifade etti. Ancak döviz satışlarının devam etmesi halinde, faizlerin %49'a yükselebileceği uyarısında bulundu.
Deutsche Bank Türkiye Ekonomisti Yiğit Onay, Merkez Bankası'nın beklentileri yönetmek adına ön aldığını belirtti. Bu durum, piyasanın önünde hareket etmeye kararlı bir Merkez Bankası profili çiziyor. Ekonomistler, döviz talebinin gelecekteki faiz kararlarında belirleyici olacağını vurguladı.
Sonuç ve Beklentiler
Merkez Bankası'nın bir sonraki toplantısı 19 Haziran tarihinde gerçekleştirilecek. Ekonomistler, bu toplantıda faizlerde bir değişiklik beklemediklerini ifade ediyor. Ancak, döviz talebinin yönü, gelecekteki faiz kararlarını etkileyen önemli bir faktör olmaya devam edecek.
Merkez Bankası'nın aldığı kararlar, piyasalarda belirsizlik yaratırken, enflasyonla mücadelede atılan adımların ne kadar etkili olacağı merak konusu. Sıkı para politikası duruşunun devam etmesi, ekonomik istikrar açısından kritik bir öneme sahip.