netajanshaber.com

Maltepe Mitingi: Türkiye'de Demokrasi ve Adalet Arayışı

Blog Image
Maltepe'de düzenlenen mitingde 2 milyon kişi toplandı. Katılımcılar, demokrasi ve adalet taleplerini dile getirerek, birlik ve dayanışma mesajı verdi.

Maltepe Mitingi: Türkiye'de Demokrasi ve Adalet Arayışı

Dün İstanbul Maltepe’de yapılan “Sen de Gel. Bu adaletsizlik son bulsun” mitingine elinde bayrak katılanların sayısı 2 milyonu aştı. Duygular, düşünceler, fikirler, umutlar, iyiyi, doğruyu, samimiyeti, sahiciliği, demokrasiyi, adaleti, fırsat eşitliğini arayışlar meydanlarda toplanmaya devam ediyor. Meydanlar dile geldi. “Duy artık” diyorlar. Ve “Sana bir sözümüz var: ömür boyu mezara kadar tek kişinin padişah gibi başta kalacağı bir düzeni Türkiye’de istemiyoruz” diye bağır, bağır bağırıyorlar.

Protesto Tarihinde Bir Dönüm Noktası

Türkiye protesto ve toplu gösteri tarihinde ilk kez halk, üniversiteli genç ile “duygu-düşünce-umut bağı” kurdu. Başına cop vurdurulan, yüzüne biber gazı sıkılan, arkadan kelepçeleyip hapislere koyulan, izlediği televizyonu karartılan üniversiteliye meydanlar sahip çıktı. Bu durum, gençlerin sesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi.

Ben 1968 yılında üniversite öğrencisiydim. O yılları yaşadım; 1968’li gençler de bugünün 2025’li gençleri gibi “adalet-demokrasi-fırsat eşitliği” istiyorlardı ama halkın çoğunluğu 68’li gençlere değil darbeci generallere inandı. Bugün Maltepe meydanını dolduran milyonlar, “bana seçim sandığında rakip olanı da hapse koyarım” diyenin değil, “demokrasi ve adalet isteyen 25’li gençlerin” yanında durdu ve seçim sandığı gelinceye kadar da duracağını gösterdi.

Toplumun Birlikteliği ve Demokrasi Bilinci

68’lileri sahiplenecek demokrasi bilinci o yıllarda henüz halkın çoğunluğunda yoktu. Bu yüzden gençleri gençlere vurduracak kamplaşma yaratılabildi. 25’lilerin ise arkasında tüm toplumun; solcu-sağcı-liberal, muhafazakar, dindar herkesin ileri demokrasi bilinci ve bu bilince önderlik edebilecek liderleri, partileri var. Bu durum, Türkiye’nin geleceği açısından umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Meydanlarda “68’li ile 25’li” yan yana, omuz omuza birlikte ve hep bir ağızdan “Hak-Hukuk-Adalet Demokrasi-Fırsat eşitliği” diye bağırıyor. 68’li torunu 25’li ile birlikte aynı meydanda bütün dünyaya “Türkiye’den demokrasi dersi” sunmak için toplanıyor. Türk halkı tarih yazıyor. Dünya’ya örnek olacak!

Yeni Bir Sınav ve Yurttaşlık Bilinci

Yeni bir sınava girdik. Türkiye’de halkın yüzde 70’i aşan çoğunluğu; “kulluk bilincinden çıktı, yurttaşlık bilincine” taşınıp geldi. İşte 25’li gençlerin yerden alıp kaldırdığı bu “yurttaşlık bilinciyle buluşmuş ileri demokrasi arzusu” mutlaka hedeflediği sonuca ulaşacak ve mutlaka seçim sandığı yurttaşın önüne gelecek. 2 milyon toplandı! Seçim sandığı istedi.

Türkiye, bugün kutuplaşma uçurumlarını yok eden yeni bir birlik, bütünlük, dayanışma bilinci yarattı. Bir lideri hapse atarsan, öbürü nöbeti devir alıyor. Öbürünü de susturursan diğeri… Partiye kayyum gönderirsen, diğer parti hazır. 25’li gençlerin yerden kaldırdığı “ileri demokrasi bayrağına” sadece Özgür Özel, Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu, Zeydan Karalar, Vahap Seçer değil Ümit Özdağ, Müsavat Dervişoğlu, Selahattin Demirtaş birlikte omuz vermekteler.

Ekonomik Kriz ve Halkın Tepkisi

Ömür boyu mezara kadar Cumhurbaşkanı olarak kalmak isteyen lider, devletin bütün imkanlarını sonuna kadar kullandı. Halktan toplanan vergileri akıtarak kendisini destekleyen zümreyi de zenginleştirdi. İftirayı, yalanı, kamplaştırarak aldatmayı çekiç yaptı muhalefetin başına vurdu. Bu yöntemle kendi kendini vurmuş oldu.

Halkın dayanma gücünün tükendiği derin bir ekonomik kriz yarattı. Milyonlar meydanları, bu derin krizi aşma sözü verenlere sarılmak için gençleriyle birlikte dolduruyor. Dün Maltepe’de 2 milyon insan; “koltuk seviciliğine son verelim” diye toplandı. Bayramınız kutlu olsun.

Medya ve Bağımsız Yayıncılık

Bugünün dünyasında TV’ler aslında halkın duygusunu, düşüncesini, sıkıntısını, sevincini, varsa söyleyecek sözü onları yansıtan birer ayna. Halk meydanlara niçin akın ediyor, muhalefet sözcüleri ne anlatmak istiyor? İktidar yanlısı olamayan bağımsız TV’ler olanı biteni aktaran birer ayna. Aynaya kızıp, karartırsan bugünün dünyasında insanlar, duygu düşünce, sıkıntı ve sevinçlerini yansıtacak başka yollar da bulurlar.

Bugün telefonu olan herkes birer TV ekranı becerisine sahip, sesi ve görüntüyü kayıt edip çekerek başka insanlara iletebiliyor. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, bu gerçeğe rağmen bağımsız yayım yapan SÖZCÜ TV’yi 10 günlüğüne karartma kararı almış. Ben merak ettim: RTÜK Başkanı, iktidar tarafından özel olarak korunup kollanan biri midir?